Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Beslenme ve Yaşam Rehberi
Tüp Mide Ameliyatı ve Önemi Tüp mide ameliyatı, obezite cerrahisi alanında en sık tercih edilen yön...
Devamını Oku
Mide küçültme ameliyatı, obezite tedavisinde uygulanan cerrahi bir yöntemdir. Tıbbi adıyla sleeve gastrektomi ya da halk arasında bilinen adıyla tüp mide ameliyatı, midenin yaklaşık %70-80’lik kısmının alınmasıyla gerçekleştirilir. Bu operasyon sonucunda mide, ince uzun bir tüp şekline gelir ve kişi daha az yemekle doymaya başlar.
Tüp mide ameliyatı, hem gıda alımını azaltır hem de mide hacminin küçülmesiyle iştah hormonları (özellikle ghrelin) üzerinde etkili olur. Bu sayede hasta hem fiziksel olarak az yer, hem de psikolojik olarak daha az acıkır.
Mide küçültme ameliyatı, her kilo problemi olan kişiye uygulanmaz. Belirli kriterler çerçevesinde değerlendirilir:
VKİ’si 35–40 arası olan kişilerde, ek hastalıklar (tip 2 diyabet, uyku apnesi, hipertansiyon gibi) varsa mide küçültme ameliyatı önerilir.
VKİ’si 40 ve üzeri olan kişiler için ise ek hastalık olmasa bile aday olarak değerlendirilir.
Örnek: 165 cm boyunda, 110 kg ağırlığında olan bir kişinin VKİ’si 40’ın üzerindedir ve mide küçültme ameliyatı adayı olabilir.
Uzun süreli profesyonel diyet desteğine rağmen sonuç alamayan kişiler.
18 yaş altı ya da 65 yaş üzeri bireylerde özel durumlar dışında ameliyat önerilmez.
Ameliyat sonrası yaşam tarzına uyum sağlayabilecek bireyler aday olarak kabul edilir.
Ülser, reflü veya başka sindirim sistemi rahatsızlıkları olan kişilerde yöntem değiştirilebilir.
Aktif bağımlılık (alkol, madde)
Ciddi psikiyatrik bozukluklar
Gebelik planlayanlar için yakın zamanlı uygun değildir
Ameliyat riskini artıran ağır kalp-damar hastalıkları
Mide küçültme ameliyatı, modern cerrahi yöntemlerle gerçekleştirilen ve obezite tedavisinde kalıcı çözüm sunan önemli bir operasyondur. Tıbbi olarak sleeve gastrektomi olarak bilinen bu işlem, hastanın midesinin büyük bir kısmının alınmasıyla yapılır. Operasyonun temel amacı, mide hacmini küçülterek daha az yemekle doyma hissi oluşturmaktır.
Mide küçültme ameliyatı nasıl yapılır? sorusunu cevaplamadan önce, hastaların bu operasyona nasıl hazırlandığına bakmak gerekir:
Ön Değerlendirme
Endokrinoloji, kardiyoloji, psikiyatri ve anestezi bölümleri tarafından kapsamlı kontroller yapılır.
Vücut Kitle İndeksi (VKİ) hesaplanır, eşlik eden hastalıklar incelenir.
Ameliyat öncesi diyet uygulanarak karaciğerin küçülmesi ve operasyon risklerinin azaltılması hedeflenir.
Ameliyat Öncesi Tetkikler
Kan tahlilleri, Akciğer grafisi, Gastroskopi, EKG
1. Anestezi
Ameliyat, genel anestezi altında yapılır. Hasta operasyon boyunca uyutulur ve hiçbir şey hissetmez.
2. Laparoskopik Cerrahi (Kapalı Yöntem)
Tüp mide ameliyatı, genellikle laparoskopik (kapalı) teknikle gerçekleştirilir. Karın bölgesine açılan 4-5 küçük delikten cerrahi aletler yerleştirilir.
3. Midenin Büyük Kısmı Alınır
Mide, özel bir stapler (zımba benzeri) cihazla yaklaşık %80 oranında kesilerek çıkarılır. Geriye yalnızca ince, uzun bir tüp şeklinde mide kalır.
4. Sızıntı Testi
Ameliyat sonunda mide hattında sızıntı olup olmadığı test edilir. Bu, komplikasyon riskini azaltmak için hayati öneme sahiptir.
5. Ameliyat Süresi
Ortalama 45 dakika ile 1.5 saat arasında sürer. Hasta aynı gün içinde ayılmaya başlar ve genellikle 3 gün hastanede kalır.
İlk 15 gün sıvı diyet, sonra püre ve katı gıdalara geçiş yapılır.
Ağrılar hafiftir, genellikle birkaç gün içinde kontrol altına alınır.
1 ay içinde çoğu hasta normal yaşantısına dönebilir.
Mide küçültme ameliyatı, obezite ile mücadele eden bireyler için etkili ve kalıcı bir tedavi seçeneğidir. Ancak bu ameliyat her isteyen kişiye uygulanmaz; belirli tıbbi kriterler, vücut kitle indeksi (VKİ) değerleri ve bazı sağlık koşulları göz önünde bulundurularak karar verilir.
Mide küçültme ameliyatı için temel alınan ölçüt vücut kitle indeksi (VKİ)’dir. Kilo tek başına yeterli değildir; boy uzunluğu ile birlikte değerlendirilmelidir.
VKİ ≥ 40 (Morbid obezite)
→ Hiçbir ek hastalık olmasa bile ameliyat için uygundur.
(Yaklaşık 1.65 boy için 108 kg ve üzeri, 1.70 boy için 115 kg üzeri)
VKİ 35–39.9 arası
→ Eğer tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi, eklem rahatsızlıkları, karaciğer yağlanması (NAFLD) gibi obeziteye bağlı ek hastalıklar varsa ameliyat önerilebilir.
VKİ 30–34.9 arası
→ Genellikle ameliyat önerilmez, ancak bazı durumlarda özel değerlendirmeler yapılabilir (deneysel ya da metabolik nedenlerle).
VKİ = Kilo (kg) ÷ Boy² (m²)
Örnek: 110 kg / (1.70 × 1.70) = 38.06 VKİ
Evet, mide küçültme ameliyatı için yaş sınırı da vardır. Bu sınırlar hem fiziksel gelişim hem de ameliyat sonrası uyum süreci açısından önemlidir.
Yaş Kriterleri
18–65 yaş arası bireyler genellikle uygundur.
18 yaş altı kişilerde ameliyat ancak aile onayı ve multidisipliner kurul kararı ile mümkündür.
65 yaş üzeri bireylerde ise ameliyat, genel sağlık durumu ve risk analizi sonrasında kararlaştırılır.

Mide küçültme ameliyatı, obezite tedavisinde etkinliği kanıtlanmış cerrahi yöntemlerden biridir. 2025 yılında bu ameliyatın maliyeti; ameliyatın nerede, nasıl ve kimin tarafından yapıldığına bağlı olarak değişmektedir. Fiyatlar kişiye özel belirlenirken, SGK’nın bu süreci karşılayıp karşılamadığı ve özel hastanelerdeki uygulamalar dikkatle araştırılmalıdır.
Evet, SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) belirli şartlar altında mide küçültme ameliyatının masraflarını karşılayabilir. Ancak bunun için bazı kriterlerin sağlanması gerekir:
Gerekli Şartlar
VKİ (Vücut Kitle İndeksi) 40 ve üzerindeyse ya da 35-39,9 aralığında olup diyabet, hipertansiyon gibi ek hastalıklar varsa.
Ameliyatın devlet ya da üniversite hastanelerinde yapılması.
Endokrinoloji, genel cerrahi, psikiyatri ve diyetisyen onayını içeren multidisipliner heyet raporu alınması.
Hasta geçmişinde diyet ve egzersizle başarısız kilo verme girişimleri olması.
Kurumun SGK ile anlaşmalı olması ve prosedürün tam uygulanması.
Bu şartlar sağlandığında, hastanın tüm ya da büyük oranda ameliyat masrafları SGK tarafından karşılanabilir. Ancak hastaneye ve şehre göre bu süreç farklılık gösterebilir, dolayısıyla detaylı bilgi için hastane danışma birimiyle iletişime geçmek önemlidir.
Özel hastaneler, genellikle daha kısa bekleme süresi, gelişmiş teknolojik altyapı ve hasta konforuna dayalı hizmetleriyle öne çıkar. Ancak bu olanakların sağladığı avantajlar, ameliyatın maliyetini doğrudan etkileyebilir.
Ameliyatı gerçekleştirecek cerrahın deneyimi ve ekibin multidisipliner yaklaşımı.
Ameliyat sonrası diyetisyen takibi, psikolojik destek ve yaşam tarzı danışmanlığı gibi hizmetlerin dahil olup olmadığı.
Fiyata dahil olan unsurlar: tetkikler, yatış süresi, takip randevuları, ek testler vb.
SGK anlaşması olan özel hastaneler, hastanın bir kısmını SGK’ya, kalan kısmını kişiye yansıtabilir. Ancak bu durum da her kurumda değişebilir.
Özel hastaneyi tercih edecek hastaların, hem doktorlarını hem de hastane hizmet kapsamlarını detaylı araştırmaları önerilir.
Mide küçültme ameliyatı, yalnızca operasyon günüyle sınırlı değildir; asıl önemli süreç ameliyattan sonraki ilk günlerde başlar. Bu dönemdeki dikkat ve disiplin, hem iyileşme sürecini hızlandırır hem de uzun vadeli başarıyı belirler.
Ameliyat genellikle laparoskopik (kapalı) yöntem ile yapılır ve işlem sonrası hasta, 1-2 saatlik gözlem sonrasında servise alınır. İlk günlerde yaşanabilecek başlıca durumlar şunlardır:
Hafif mide bulantısı ve karın bölgesinde ağrı (ilaçla kontrol altına alınır).
Serum takviyesi ile sıvı desteği.
Ağızdan beslenmeye başlanmaz, bu süreç doktor kontrolünde yavaş yavaş ilerler.
Yürütülme başlatılır: Genellikle ameliyattan birkaç saat sonra hastanın ayağa kalkması sağlanır. Bu, pıhtı oluşumu gibi komplikasyonları önlemek için önemlidir.
Sıvı diyeti ile başlanır. Bu genellikle berrak sıvılar, ardından püre kıvamında besinlerle ilerler.
Hastanede yatış süresi genellikle 2 ila 4 gün arasındadır.
Ameliyat sonrası şişkinlik, gaz sancısı ve hafif mide krampları hissedilebilir.
Günlük yürüyüşler ve hafif hareketlerle iyileşme süreci desteklenmelidir.
Kullanılacak ilaçlar (ağrı kesici, mide koruyucu, antibiyotik vb.) doktor tarafından reçete edilir.
Diyetisyen kontrolünde, yavaş yavaş yumuşak gıdalara geçiş başlar.
Dikiş yerleri ve yara izi kontrol edilir, enfeksiyon riski için temizlik ve hijyen çok önemlidir.
Bu dönemde yoğun egzersiz önerilmez ancak düzenli hareket etmek iyileşmeyi hızlandırır.
Psikolojik destek ve beslenme eğitimi, kilo kontrolünün sürdürülebilir olması açısından oldukça değerlidir.